BOLU TAKİP GAZETESİ- Hepimize Allah sabırlar versin diyerek başlayalım bu köşe yazısına da. “Neden ?” derseniz, cevabı çok basit. “Seçim tarihi açıklandı”.
Meclisin kararını almasıyla ve ardından resmi gazetede yayınlanmasıyla 14 Mayıs’ta ülkemiz seçime gidecek.
Şimdiden aday adaylarının isimleri kulislerde dolaşmaya başladı. Bazıları resmen aday adayı olduğunu açıkladı bile.
Ama asıl muhtemel adaylar, sessizce köşelerinde bekliyorlar. Onlar havayı koklamanın peşinde.
Çünkü herkes bilir ki ; eğer aday adaylığını açıklıyorsanız bunun birkaç sebebi vardır.
Ya, aday olamayacağınızı biliyordur, ancak seçim sonrasında ulaşmak istediğiniz bir hedef için aday adaylığını açıklıyordur.
Ya da, bunların hiç biri değilse, sadece toplum nezdinde biraz reklam biraz ilgi çekmek istiyorsunuzdur.
Çünkü maalesef, Türkiye’deki demokrasi kültürü bu şekilde ilerliyor. Hangi parti olursa olsun bu kültür, tabandan tavana doğru işleyen bir süreç değil. Daha çok siyasi erklerin onayından geçen bir süreç.
Bu sürecin DEMOKRATİK olarak işlediği bir ortamdan bahsetmemiz pek mümkün görünmüyor. Ülkemizin gerçekleri de buna müsaade etmiyor aslında. Ama Demokratik süreçler ülkemizde hergün biraz daha gelişiyor. Bunu da görmemiz gerekiyor.
Fakat bu süreçler, ilimiz gibi dar alanlarda siyaset yürütülen illerde hala “KASABA KÜLTÜRÜ” ile , bir başka ifade ile hala “ZÜBÜK” siyaseti ile devam ediyor.
Seçimden seçime halkla göz hizasına gelen siyasiler, her seçimde bir yere aday adayı olan siyasiler, bir gün çay, bir gün çorba dağıtarak şirin gözükmeye çalışan siyasiler, rutin yürüyen hizmetleri kendileri yapmış gibi gösteren siyasiler vs.vs.vs. Bu ”ZÜBÜK” siyasetinden eşsiz örnekler sergilemeye devam ediyorlar..
Milletvekilliği seçiminde milletvekili seçilip, hemen ardından yapılan yerel seçimlerde milletvekilliğini bırakıp Belediye Başkanlığına aday olan siyasiler, Belediye Başkanı seçildikten sonra ondan da bıkıp , hızını alamayan ve Cumhurbaşkanlığına aday olan siyasiler…
Şimdi cadde sokak aralarında hasta vardır, cenaze vardır demeden sonuna kadar açılan müziklerle gezen seçim araçları, her yere asılan ve görüntü kirliliğinden öte bir işe yaramayan bayrak, pankart ve afişler, alışverişe çıkıldığında pazar filesini dolduran sebze ve meyveye yer bırakmayacak kadar elimize tutuşturulan broşür, kağıt ve fotoğraflar.. Ekran da onlar, gazetelerde onlar, çarşıda onlar, pazarda onlar. Düğünde onlar, cenazede onlar..
Yazarken bile içimi afakanlar bastı..
Ne zaman göreceksiniz? Ne zaman öğreneceksiniz? Halkın artık seçim den bıktığını..
Ne zaman öğreneceksiniz? Halkın her gelen siyasi partiye, her gelen politikacıya güler yüz gösterdiğini ama sandıkta 5 yılın faturasını bildiği doğruya göre kestiğini..
Ne zaman öğreneceksiniz? Seçim zamanı ettiğiniz cilalı sözlere kanmadığını, meydana saldığınız riyakar gülüşlere itibar etmediğini…
Ne zaman öğreneceksiniz? Çağımızın iletişim çağı olduğunu ve halkın her türlü bilgiye rahatlıkla ulaşabildiğini ..
Ne zaman öğreneceksiniz? Seçim zamanı sergilediğiniz “ZÜBÜK” stratejilerinin bir işe yaramadığını.
Ne zaman öğreneceksiniz? Seçim bütçelerinin israftan öteye gitmeyen harcamalar olduğunu ..
Ne zaman öğreneceksiniz? Halkın sadece hizmete, samimiyete oy verdiğini..
Öğrenemeyecekler! “ZÜBÜK” stratejisinin bir işe yaramadığını öğrenemeyecekler..
14 Mayıs’a kadar, bize düşen sadece sabır ve metanet..
Allah size de, bize de sabırlar versin..
https://www.bolutakip.com/yazar/murat-yilmaz/secim-sezonuna-merhaba-2