Murat Yılmaz’ı birde benden okuyun!

H.HÜSEYİN AYKAN-Gazeteci/Yazar/İşadamı – Murat kardeşimle ilk tanışmamız 1995-96 yıllarına dayanır ki dostluğumuz çeyrek aşırı devirmiş demektir.

Anadolu’nun küçük ili Bolu’da cüssemizden çok büyük işler başarmanın alışkanlığıyla o günlerden bu güne hiç kopmadan sürdürdüğümüz sağlam dostluğumuz devam ediyor.

Murat biraz marjinal biraz macera adamı olarak hep yenilik peşinde koşarken, ben karakteristik olarak olanı muhafaza etmek çabasıyla memlekette kaldım. Gittiği ve dünyayı gezdiği için Murat mutlu mu yoksa ben memlekette kalıp ocağı tüttürdüğüm için zararda mıyım bilemedim.

Murat’ın yaşamının her önemli zamanına refakat etmiş biri olarak ekmeğini taştan çıkaran bu yurdum insanına hep gıpta ile baktım. Öz motivasyon, girişimcilik ve farklı yetenekler edinme noktasında kendini hep geliştiren Murat ile çalıştığımız uzun süre içerisinde iş arkadaşı olmaktan çok kader birlikteliği yaptık. İş yaşamında efektif ve hızlı olmak konusunda son derece özverili ve hevesli olduğunu bildiğim arkadaşımın pozisyonun gerektirdiği sorumluluğu merak ve istekle üzerine alabilecek yetenekte olması belki de en büyük özelliği.

Özenli ve dikkatli çalışmanın mutlaka başarı getireceğinin bilinciyle yaptığı işlerde çıtayı yukarı taşımayı sıradanlaştırmış olmasının dışında Murat’ın yeteneklerini anlatmakla sizleri sıkmak istemem. Eğitimi ve iş hayatındaki sıra dışı hareketlilik marjinal yaşamın gerektirdiği altyapıyı Murat’a fazlasıyla sağlamış durumda.

Sevgili Murat hakkında ne söylesek onu tam anlatmaya yetmez. Ama onunla ilgili küçük bir anımı paylaşmadan geçmem mümkün değil;

Sanırım Murat o zaman 17-18 yaşında. Askerliğini dahi yapmamış. Evli de değil. Bolu’nun ilk ve tek yerel televizyon kanalında birlikte çalışıyoruz. Birlikte çalışmaya başladığımız kardeşlere yaptığımız rutin bir şaka var. İşe yeni başlayanları korkunç bir kaza veya benzeri olaya götürüp ilk günden çok kötü bir olayla karşılaşmasını sağlarız. Tesadüf ya işe başladığının ikinci günü Bolu Dağı’nda bir kadın cesedi bulundu. Murat’ı da yanıma alarak olay mahalline gittim. Polis ihbarda bulunan avcının gelmesini bekliyor. Murat’ın eline kamerayı verdim, ‘çek’ dedim. Bir haftadan fazla ormanlık alanda kalan kadın cesedi çürümeye hatta kurtlanmaya başlamış. Ortama korkunç bir görüntü ve çok kötü bir koku hakim. Murat gördüğü manzara karşısında dayanamadı midesi bulandı, kusmaya başladı. Başı dönen genç kameraman olduğu yere oturuverdi.

Normalde bu testi çoğu yeni çalışan geçemez işten ayrılır. Ama Murat 10 dakika içinde kendini toplayıp çalışma azmi ve gayretiyle bizim şaşkın bakışlarımız arasında işi kotardı. İşte o zaman bu çocuktan gazeteci olacak demiştim. İşini severek yapan ve detayları çok önemseyen biri olarak, insan ilişkileri noktasında esnek olmasının kendisine kattığı olgunlukla iyi bir dost ta oldu. Gazeteci de oldu. Sağlam bir iş insanı da!

Sık sık not aldığı taze fikirleri vardır Muratın. Murat’ı kısaca tarif et deseler; fikir geliştirmenin zihni, dolayısıyla bedeni sürekli aktif tuttuğunun bilincinde, hem iş hem de bireysel hayatta yaratıcı olmanın önemi Murat’ta vücut bulmuş derim.

Ayağına taş değmesin sevgili kardeşim…

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

RSS
Follow by Email
Sohbeti Başlat
Bana buradan ulaşabilirsiniz.
Merhaba

Ben Murat Yılmaz. Afrika ile ilgili merak ettiğiniz sorularınızı bana iletebilirsiniz. Size en kısa sürede cevap vereceğim.

*Saat farkını unutmayın. :)